PDW Testi Nedir?
26 Eylül 2022

PDW Testi Nedir?

“Platelet Distribution Width” İngilizce açılımının bir kısaltması olan PDW, platelet dağılım genişliği olarak tanımlanır. Plateletler, pıhtılaşmada görev alan küçük ve renksiz hücre parçacıklarıdır. Kemik iliğinde megakaryosit adlı dev hücrelerin parçalanması sonucunda üretilir. Trombopoez adı verilen bu üretim sürecinde ise birçok mekanizma mevcuttur. Bu mekanizmaların sağlıklı bir şekilde devam ettiğinin anlaşılabilmesi için ise trombosit sayısını ve fonksiyonlarını içeren farklı testler kullanılır. Platelet dağılım genişliği, trombositlerin boyut farklılığının ölçülmesine yardımcı bir analiz yöntemidir. Trombositler arasındaki yapısal boyut farkı ne kadar fazla ise PDW değeri o kadar yüksektir. Tersi şekilde ise trombositler ne kadar özdeş üretiliyorsa PDW değeri de o derecede düşüktür. PDW testi yalnızca boyut değişikliğini gösterir. Trombositlerin normalden küçük veya büyük olduğu hakkında bilgi vermez. Bunun için MPV adlı başka bir test kullanılır. Sonuç olarak, kemik iliğinde trombosit üretimini etkileyen herhangi bir hastalıktan şüphelenildiğinde PDW testinden yararlanılabilir. PDW testi, kullanılan cihaz özelliklerine göre farklılıklar gösterebilir. Dolayısıyla standart olarak kabul edilen bir aralığı yoktur. Bununla birlikte, aşırı düşük veya aşırı yüksek düzeyler anormal olarak değerlendirilir. Optik sisteme göre okunan testlerde %25-65 aralığı normal sayılır. Empedans ölçümüne göre ise 9.0-14.0 fL değerleri normal aralığı yansıtır. Bununla birlikte, PDW sonuçları tetkik yapılan cihazın çalışma stiline göre değişebilir ve mutlaka uzman bir doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir.

PDW Yüksekliği

Kemik iliğinde gerçekleşen üretim faaliyetleri sırasında oluşan bazı aksaklıklar sonucunda, trombosit boyutları arasında belirgin farklılıklar gözlemlenebilir. Ek olarak, yeni üretilen plateletler daha büyük boyutlara sahipken zamanla küçülür. Trombositler, üretildikleri andan itibaren kanda ortalama 10 gün bulunur. Daha sonra ise dolaşımdan uzaklaştırılır. Tüm bu süreçlerde meydana gelen düzensizlikler sebebiyle de dolaşımda büyük ve küçük trombositler anormal miktarlarda bulunabilir. PDW sonucunda yüksekliğe neden olan bu durum ise bazı sağlık problemlerinin işaretçisi olabilir. PDW yüksekliğine sebep olan hastalıkların bazıları şu şekildedir:

  • Kanser: Multiple myeloma ve lenfoma gibi bazı kanser türlerinde, kemik iliğindeki trombosit sentezi etkilenebilir. Sonuçta ise büyük ve küçük plateletlerin anormal düzeylerde birlikte bulunduğu bir tablo ortaya çıkar. Ek olarak, çeşitli kanser türlerinin klinik gidişatının takip edilmesinde PDW testinden yararlanılabilir.
  • Diyabet: Toplumda şeker hastalığı olarak da bilinen ve yüksek kan şekeri seviyeleri ile karakterize olan diyabet, tüm organ ve sistemleri etkileyebilen metabolik bir hastalıktır. Yapılan bir çalışmada, yüksek PDW değerinin diyabet hastalığında görülebilen mikrovasküler komplikasyonlar için belirteç niteliğinde olduğu gösterilir. Uzun süreli diyabet hastalarında retinopati, nefropati, nöropati gibi göz, böbrek ve sinir sistemlerinin sağlığını etkileyen problemler ile karşılaşılabilir. Bu problemler, küçük damarların hasarına bağlı olarak ortaya çıktıkları için mikrovasküler komplikasyonlar olarak nitelendirilir. Sonuç olarak, PDW ölçümü sayesinde şeker hastalığındaki bazı komplikasyonların gelişimi takip edilebilir.
  • Kalp ve Damar Hastalıkları: Koroner arter hastalığı, kalbi besleyen damarlardaki tıkanıklığı ifade eden klinik bir durumdur. Bu hastalık sonucunda kalp krizi olarak da bilinen miyokardiyal enfarktüs oluşabilir. Bilimsel çalışmalar, koroner arter hastalığına sahip olan veya miyokardiyal enfarktüs geçiren kişilerde PDW değerlerinin yükselebildiğini gösterir. Ek olarak, beyindeki kan dolaşımında önemli bazı damarların tıkanıklığının belirteci olarak da PDW yüksekliğinden faydalanılabildiğini açıklayan araştırmalar bulunur.
  • Pulmoner Emboli: Akciğeri besleyen damarların tıkanması şeklinde tanımlanabilen pulmoner emboli hastalığının en sık sebeplerinden biri, derin ven trombozudur. Uzun süreli hareketsizlik, kemik kırıkları, obezite ve diğer çeşitli faktörlere bağlı olarak görülebilen derin ven trombozu, atardamarlar ile benzer derinlikte bulunan toplardamarlarda oluşan tıkanıklıkları ifade eder. PDW testinin, derin ven trombozu olan bireylerde pulmoner emboli gelişim riskinin değerlendirilmesinde faydalı olduğunu gösteren klinik çalışmalar mevcuttur.
  • Solunumsal Hastalıklar: Verem hastalığı, akciğerler başta olmak üzere vücutta birçok sistemin normal işlevlerini etkileyebilen bir enfeksiyondur. PDW değeri, verem hastalığının çeşitli evrelerinde yükselebilir. Uyku apnesi ise özellikle dinlenme sırasında solunumun kısa süreli durması ile seyreden bir sendromdur. Yapılan araştırmalar, uyku apnesinde PDW değerlerinin yükselebildiğini gösterir.

PDW Düşüklüğü

PDW düşüklüğüne sebep olabilen birkaç mekanizma bulunur. Kemik iliğindeki trombosit üretimi baskılandığında, yeterli miktarda platelet üretilemediğinden PDW değeri düşük çıkabilir. Ayrıca, trombositlerin olgunlaşmadan vücuttan atıldığı durumlarda da kanda çoğunlukla genç plateletler kalabilir. Sonuçta ise PDW değeri azalır. Bazı hastalıklar, diğer trombosit testleri normal olmasına karşın sadece anormal PDW sonucu ile kendilerini gösterebilir. PDW düşüklüğüne sebep olan klinik durumlar ise aşağıdaki gibidir:

  • Lösemi: Kan elemanlarının sentezinin gerçekleştiği dokularda ortaya çıkan bir kanser türü olan lösemi, kemik iliğini baskılayabilir. Bunun sonucunda ise trombosit sentezi azalır ve PDW değeri düşer. Lösemi tedavisinde klinik gidişatın izlenmesi amacıyla da bu testten yararlanılabilir.
  • Kemoterapi ve Radyoterapi: Kemoterapi, tümör hücrelerinin ortadan kaldırılmasını hedefleyen bazı ilaçların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Radyoterapi ise benzer amaca sahip fakat ışınlardan faydalanan bir tedavi çeşididir. Kemoterapi ve radyoterapi sırasında sağlıklı dokular da zarar görebilir. Bu dokulardan biri de kemik iliğidir. Radyoterapi veya kemoterapi alan hastalarda, kemik iliğinin baskılanmasına bağlı olarak PDW düşüklüğü görülebilir.
  • Aplastik Anemi: Kemik iliğindeki kan hücrelerinin sentezindeki bozulma ile karakterize olan aplastik anemi, PDW düşüklüğü ile kendini gösterebilen bir problemdir.
  • Kanama Bozuklukları: Pıhtılaşma bozuklukları sonucunda uzun süreli devam eden kanamalar görülebilir. Kanama nedeniyle trombosit miktarı azalır. Sağlıklı bir kemik iliği, trombosit düzeylerinin dengelenmesi için daha fazla platelet sentezler. Benzer şekilde, yoğun kanama görülen durumlarda da kemik iliği aşırı aktive olabilir. Sonuçta ise genç trombositlerin çoğunluğu sağlaması nedeniyle PDW değeri düşük gözlenebilir.
  • Trombositoz Görülen Diğer Durumlar: Vücudun aşırı miktarda platelet üretmesine trombositoz adı verilir. Enfeksiyonlar, oluşturdukları yangısal süreçler sebebiyle trombositoza sebep olabilir. Benzer şekilde, yoğun alkol tüketimi ve çeşitli karaciğer hastalıkları sonucunda da trombositoz görülebilir. Trombositoz sırasında, devamlı genç platelet üretildiği ve olgun olanlar azınlığa geçtiği için PDW değeri normalden düşük gözlenebilir.

PDW Testi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

PDW testi, platelet sağlığı hakkında bilgi veren bir analizdir. Çeşitli hastalıklarda PDW değeri düşük veya yüksek çıkabilir. Bazı hastalıklarda, trombosit sayısı ve diğer belirteçler normal olmasına karşın PDW değerinde anormallik gözlenebilir. Aynı hastalığın farklı evrelerinde de PDW sonuçları değişebilir. Dolayısıyla, PDW testi tek başına anlam ifade eden bir yöntem değildir. PDW sonucunun klinik bir değeri olabilmesi için hastanın diğer kan değerleri ile birlikte incelenmesi gerekir. Sonuç olarak, PDW testinizin düşük veya yüksek çıktığı tüm durumlarda uzman bir hekim ile görüşerek yol izlemelisiniz.