PDW Testi Nedir?
“Platelet Distribution Width” İngilizce açılımının bir kısaltması
olan PDW, platelet dağılım genişliği olarak tanımlanır. Plateletler,
pıhtılaşmada görev alan küçük ve renksiz hücre parçacıklarıdır. Kemik
iliğinde megakaryosit adlı dev hücrelerin parçalanması sonucunda
üretilir. Trombopoez adı verilen bu üretim sürecinde ise birçok
mekanizma mevcuttur. Bu mekanizmaların sağlıklı bir şekilde devam
ettiğinin anlaşılabilmesi için ise trombosit sayısını ve fonksiyonlarını
içeren farklı testler kullanılır. Platelet dağılım genişliği,
trombositlerin boyut farklılığının ölçülmesine yardımcı bir analiz
yöntemidir. Trombositler arasındaki yapısal boyut farkı ne kadar fazla
ise PDW değeri o kadar yüksektir. Tersi şekilde ise trombositler ne
kadar özdeş üretiliyorsa PDW değeri de o derecede düşüktür. PDW testi
yalnızca boyut değişikliğini gösterir. Trombositlerin normalden küçük
veya büyük olduğu hakkında bilgi vermez. Bunun için MPV adlı başka bir
test kullanılır. Sonuç olarak, kemik iliğinde trombosit üretimini
etkileyen herhangi bir hastalıktan şüphelenildiğinde PDW testinden
yararlanılabilir. PDW testi, kullanılan cihaz özelliklerine göre
farklılıklar gösterebilir. Dolayısıyla standart olarak kabul edilen bir
aralığı yoktur. Bununla birlikte, aşırı düşük veya aşırı yüksek düzeyler
anormal olarak değerlendirilir. Optik sisteme göre okunan testlerde
%25-65 aralığı normal sayılır. Empedans ölçümüne göre ise 9.0-14.0 fL
değerleri normal aralığı yansıtır. Bununla birlikte, PDW sonuçları
tetkik yapılan cihazın çalışma stiline göre değişebilir ve mutlaka uzman
bir doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir.
PDW Yüksekliği
Kemik iliğinde gerçekleşen üretim faaliyetleri sırasında oluşan bazı
aksaklıklar sonucunda, trombosit boyutları arasında belirgin
farklılıklar gözlemlenebilir. Ek olarak, yeni üretilen plateletler daha
büyük boyutlara sahipken zamanla küçülür. Trombositler, üretildikleri
andan itibaren kanda ortalama 10 gün bulunur. Daha sonra ise dolaşımdan
uzaklaştırılır. Tüm bu süreçlerde meydana gelen düzensizlikler sebebiyle
de dolaşımda büyük ve küçük trombositler anormal miktarlarda
bulunabilir. PDW sonucunda yüksekliğe neden olan bu durum ise bazı
sağlık problemlerinin işaretçisi olabilir. PDW yüksekliğine sebep olan
hastalıkların bazıları şu şekildedir:
- Kanser: Multiple myeloma ve lenfoma gibi bazı
kanser türlerinde, kemik iliğindeki trombosit sentezi etkilenebilir.
Sonuçta ise büyük ve küçük plateletlerin anormal düzeylerde birlikte
bulunduğu bir tablo ortaya çıkar. Ek olarak, çeşitli kanser türlerinin
klinik gidişatının takip edilmesinde PDW testinden yararlanılabilir.
- Diyabet: Toplumda şeker hastalığı olarak da
bilinen ve yüksek kan şekeri seviyeleri ile karakterize olan diyabet,
tüm organ ve sistemleri etkileyebilen metabolik bir hastalıktır. Yapılan
bir çalışmada, yüksek PDW değerinin diyabet hastalığında görülebilen
mikrovasküler komplikasyonlar için belirteç niteliğinde olduğu
gösterilir. Uzun süreli diyabet hastalarında retinopati, nefropati,
nöropati gibi göz, böbrek ve sinir sistemlerinin sağlığını etkileyen
problemler ile karşılaşılabilir. Bu problemler, küçük damarların
hasarına bağlı olarak ortaya çıktıkları için mikrovasküler
komplikasyonlar olarak nitelendirilir. Sonuç olarak, PDW ölçümü
sayesinde şeker hastalığındaki bazı komplikasyonların gelişimi takip
edilebilir.
- Kalp ve Damar Hastalıkları: Koroner arter
hastalığı, kalbi besleyen damarlardaki tıkanıklığı ifade eden klinik bir
durumdur. Bu hastalık sonucunda kalp krizi olarak da bilinen
miyokardiyal enfarktüs oluşabilir. Bilimsel çalışmalar, koroner arter
hastalığına sahip olan veya miyokardiyal enfarktüs geçiren kişilerde PDW
değerlerinin yükselebildiğini gösterir. Ek olarak, beyindeki kan
dolaşımında önemli bazı damarların tıkanıklığının belirteci olarak da
PDW yüksekliğinden faydalanılabildiğini açıklayan araştırmalar bulunur.
- Pulmoner Emboli: Akciğeri besleyen damarların
tıkanması şeklinde tanımlanabilen pulmoner emboli hastalığının en sık
sebeplerinden biri, derin ven trombozudur. Uzun süreli hareketsizlik,
kemik kırıkları, obezite ve diğer çeşitli faktörlere bağlı olarak
görülebilen derin ven trombozu, atardamarlar ile benzer derinlikte
bulunan toplardamarlarda oluşan tıkanıklıkları ifade eder. PDW testinin,
derin ven trombozu olan bireylerde pulmoner emboli gelişim riskinin
değerlendirilmesinde faydalı olduğunu gösteren klinik çalışmalar
mevcuttur.
- Solunumsal Hastalıklar: Verem hastalığı,
akciğerler başta olmak üzere vücutta birçok sistemin normal işlevlerini
etkileyebilen bir enfeksiyondur. PDW değeri, verem hastalığının çeşitli
evrelerinde yükselebilir. Uyku apnesi ise özellikle dinlenme sırasında
solunumun kısa süreli durması ile seyreden bir sendromdur. Yapılan
araştırmalar, uyku apnesinde PDW değerlerinin yükselebildiğini gösterir.
PDW Düşüklüğü
PDW düşüklüğüne sebep olabilen birkaç mekanizma bulunur. Kemik
iliğindeki trombosit üretimi baskılandığında, yeterli miktarda platelet
üretilemediğinden PDW değeri düşük çıkabilir. Ayrıca, trombositlerin
olgunlaşmadan vücuttan atıldığı durumlarda da kanda çoğunlukla genç
plateletler kalabilir. Sonuçta ise PDW değeri azalır. Bazı hastalıklar,
diğer trombosit testleri normal olmasına karşın sadece anormal PDW
sonucu ile kendilerini gösterebilir. PDW düşüklüğüne sebep olan klinik
durumlar ise aşağıdaki gibidir:
- Lösemi: Kan elemanlarının sentezinin gerçekleştiği
dokularda ortaya çıkan bir kanser türü olan lösemi, kemik iliğini
baskılayabilir. Bunun sonucunda ise trombosit sentezi azalır ve PDW
değeri düşer. Lösemi tedavisinde klinik gidişatın izlenmesi amacıyla da
bu testten yararlanılabilir.
- Kemoterapi ve Radyoterapi: Kemoterapi, tümör
hücrelerinin ortadan kaldırılmasını hedefleyen bazı ilaçların
kullanıldığı bir tedavi yöntemidir. Radyoterapi ise benzer amaca sahip
fakat ışınlardan faydalanan bir tedavi çeşididir. Kemoterapi ve
radyoterapi sırasında sağlıklı dokular da zarar görebilir. Bu dokulardan
biri de kemik iliğidir. Radyoterapi veya kemoterapi alan hastalarda,
kemik iliğinin baskılanmasına bağlı olarak PDW düşüklüğü görülebilir.
- Aplastik Anemi: Kemik iliğindeki kan hücrelerinin
sentezindeki bozulma ile karakterize olan aplastik anemi, PDW düşüklüğü
ile kendini gösterebilen bir problemdir.
- Kanama Bozuklukları: Pıhtılaşma bozuklukları
sonucunda uzun süreli devam eden kanamalar görülebilir. Kanama nedeniyle
trombosit miktarı azalır. Sağlıklı bir kemik iliği, trombosit
düzeylerinin dengelenmesi için daha fazla platelet sentezler. Benzer
şekilde, yoğun kanama görülen durumlarda da kemik iliği aşırı aktive
olabilir. Sonuçta ise genç trombositlerin çoğunluğu sağlaması nedeniyle
PDW değeri düşük gözlenebilir.
- Trombositoz Görülen Diğer Durumlar: Vücudun aşırı
miktarda platelet üretmesine trombositoz adı verilir. Enfeksiyonlar,
oluşturdukları yangısal süreçler sebebiyle trombositoza sebep olabilir.
Benzer şekilde, yoğun alkol tüketimi ve çeşitli karaciğer hastalıkları
sonucunda da trombositoz görülebilir. Trombositoz sırasında, devamlı
genç platelet üretildiği ve olgun olanlar azınlığa geçtiği için PDW
değeri normalden düşük gözlenebilir.
PDW Testi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
PDW testi, platelet sağlığı hakkında bilgi veren bir analizdir.
Çeşitli hastalıklarda PDW değeri düşük veya yüksek çıkabilir. Bazı
hastalıklarda, trombosit sayısı ve diğer belirteçler normal olmasına
karşın PDW değerinde anormallik gözlenebilir. Aynı hastalığın farklı
evrelerinde de PDW sonuçları değişebilir. Dolayısıyla, PDW testi tek
başına anlam ifade eden bir yöntem değildir. PDW sonucunun klinik bir
değeri olabilmesi için hastanın diğer kan değerleri ile birlikte
incelenmesi gerekir. Sonuç olarak, PDW testinizin düşük veya yüksek
çıktığı tüm durumlarda uzman bir hekim ile görüşerek yol izlemelisiniz.